27  MAYIS

27/05/2021

Ekranlarda sıkça boy gösteren Ana Muhalefet Partisi’nin sözcüsü Engin Altay, Cumhurbaşkanı ile Adnan Menderes üzerinden girdiği polemikten geri adım atıyor; 27 Mayıs’ın darbe olduğunu partili arkadaşlarıyla tartıştığını yana yakıla anlatıyordu.  Epeydir bir moda oldu, siyaset arenasında; 27 Mayıs’dır, 12 Mart’tır, 12 Eylül’dür, 28 Şubat’tır, 15 Temmuz’dur… hepsini koy bir sepete darbe diye tu kaka diye değerlendir.  Amaçlı ve hatalı bir yaklaşımdır, yanısıra AKP’nin oyununa gelinmektedir.   Bilimsel olan; her siyasi hareketi kendi koşullarında değerlendirmektir.  27 Mayıs’ı da öyle…

Evet, 27 Mayıs bir askeri darbedir.  Ancak burada diğerlerinden farklı olarak bir “devlet aklı” vardır.  Hareketi gerçekleştirenler yeni devletin temellerinde bir sarsıntı olduğu kaygısını taşımışlardır.  Özet olarak Adnan Menderes Hükümeti’nin icraatlarını gözden geçirmek yeterli olacaktır.  Nitekim hareketin öncülerinden Alparslan Türkeş; “Mecburduk” diyerek bir zorunluluğa işaret etmiştir.

İşte bu “mecburiyet”ten ötürü darbeden sonra ivedi bir Anayasa hazırlanmış; bu Anayasa’da “darbe mantığı” gereği güçler tek elde toplatılmamış, tersine kurumsallaşma yoluyla devletin gücü uygulayıcılara dağıtılmıştır.  Yine bundan ötürü 27 Mayıs bir süre “Hürriyet ve Anayasa Bayramı” olarak kutlanmıştır.  Hatırlardadır; 12 Eylül Generali Kenan Evren, 27 Mayıs Anayasası’nı ‘bol dikimli elbise”ye benzeterek, sokak ağzıyla eleştirmişti.

27 Mayıs’ın gerçekleştiği dönemde dünyadaki gelişmelere de göz atmak gerekli olacaktır.  O zaman diliminde İspanya’da Franko Diktatörlüğü vardır.  Portekiz yarı diktatörlükle yönetilmektedir.  Komşumuz Yunanistan’ı Albaylar Cuntası ele geçirmiştir.  Güney Amerika Kıtası Askeri yönetimlerin acımasız yönetimindedir.  Avrupa Kıtası dahil böylesi manzara 27 Mayıs ne denli farklı olduğunu gösteren başka bir olgudur.

27 Mayıs farkını bir tek karşılaştırma ile belirtmek yeterli olacaktır.  Demokrat Parti döneminde Kırşehir’de belediye başkanlığı seçimini Millet Partisi kazanır.  Demokrat Parti Kırşehir’i ilçe yaparak kendince cezalandırmıştır.  27 Mayıs sürecinde ise Demokrat Parti’nin ardılı Adalet Partisi 2 yıl sonra seçimlere katılmış ve koalisyon ortağı olmuştur.  Abartma değildir; Türkiye’ye demokrasi 40’lardan sonra değil, 27 Mayıs Anayasası ile gelmiştir.

27 Mayıs’ı unutmamak ve de gerçeğiyle bilmek gereği vardır.  Bağımsızlığına, devletine, ülkesine sahip çıkma dürtüsüyle ortaya atılan Milli Birlik Komitesi’ni ve yurtsever askerleri gereğince değerlendirirsek, tarihimizi karanlık emelleri uğruna saptırmak isteyenlere fırsat tanımamış oluruz.

 

Benzer Haberler

0 Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir