NE KADAR TANINDIĞIMIN RESMİDİR

08/10/1996 Yılı. Mersin’deyim. Aklıma bir muziplik geldi. Kendi kendime kart atayım dedim.

O yıllarda şimdiki gibi teknoloji ve sanalağlar- bağlar yoktu. Hani şimdi herkes bir yerlerde resimlerini çekip paylaşıyorlar. An itibariyle filan yerdeyim falan.

Zaaf aynı zaaf. Bir yere bir şehre gidildiğinde, o yerin kartvizitleri alınır ve eşe dosta hava atmak için gönderilirdi. Hele turistik bir alan ziyaret edilmişse, çalımdan geçilmez o yerin kartları illaki gönderilirdi.

Kart postallar bayram günlerinde, özel günlerde atılır ve el yazısı ile üstüne dilekler yazılırdı.

Şimdi her şey hem sanallaştı, hem duygudan uzaklaşıldı.

Mersindeyim ama kart atarak hava, caka satacağım kimsem yok (!) Iğdır’da tek tanıdığım benim desem yeridir. O halde ben de o tek tanıdığım Akay Hoca’ya kartımı atmalıydım

Mersin merkezini gösterir bir kart aldım. Üstüne resimde görüldüğü gibi “Akay Hoca-Iğdır” diye yazdım.

Gişe memuru bana çıkıştı:

– Böyle adres olur mu? Doğru dürüst yazsana be kardeşim!

-Kızma memur bey, Akay Hoca benim. Denemek istiyorum. Adressiz bir kart gelip beni bulacak mı, dedim. Kimliğimi çıkarıp gösterdim. Garip bir yaratıkmışım gibi bana baktı ve kartı alıp damgayı vurdu.

İşlem tamam.

Ertesi gün Iğdır’a döndüm. Ders Eğitim Araçlarında çalışıyorum. Öğretmenevinin karşısında bir binada çalışıyoruz. PTT ye de pek yakınız. Derken müvezzilerden birisi daireye gelip kartımı verdi. Hiç bir şey de demedi.

Kendimi testim başarı ile sonuçlanmıştı. Adressiz bir kart, hiç sorun yaşamadan adrese, yani bana teslim edilmişti.

 Gurur duysam yeridir herhalde.

 

Benzer Haberler

2 Yorum



Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir