SAYGIYA DEĞER VALİ SARIİBRAHİM BENİ HEP ŞAŞIRTIYOR

02/12/2021

İlimize yeni atandığı günlerdi. Kendilerini ziyaret edip, hayırlı olsun dileklerimi sunmuştum. Bir iki ay sonra tesadüfen yol da karşılaştık.Bana adım ile hitap ederek:

         -Akay Hocam nasılsın, diye hatırı sorduğunda şaşırmıştım. Bunca aradan sonra ve yalnızca birkaç dakikalığına yaptığın nezaket ziyareti üzerinden haftalar geçmesine rağmen, adımı unutmamış. Müthiş bir dikkat, bellek ve ad sözlüğünün bu denli derin olmasına şaşırmıştım.

         İkinci şaşkınlığım ise bir buçuk ay kadar öncesi AFAD tesislerinde basına yapılan bilgi sunumunda yaşandı. Vali ekran üzerinde kroki ve haritalara, slaytlara dayanarak yapılan çalışmaları tam bir akademisyen titizliği ve profesyonelliği ile anlattığında yaşadıydım.

Ben Iğdır’ın doğma büyüme yerlisiyim. Her caddesini, sokağını, nirengi noktalarını bilirim. Ama Valinin bunları bilmesi ve görsel üzerinden anlatması beni pek şaşırtmıştı.

Demek ki çok dikkatli biri olduğu kadar, hafızası da güçlü. Bir gördüğünü, okuduğunu unutmuyor.Sahada dolaşıyor.Sorunları yerinde görüyor.Bilgi alıyor. Dahası bunları dinleyiciye aktarma yetenek ve eğiticiliğine de malik.

         Üçüncü şaşkınlığımı ise dün yaşadım.

         Saygıya değer Vali Sarıibrahim Ferdi Turan ile birlikte büromu teşrif ettiler.

         Büromdan içeri girer girmez kitaplığa ilgi ile baktı. Ve en az 15 dakika raflardaki kitaplara göz gezdirdi. Bazılarını raftan alıp baktı. Kitaplar ve yazarlar üzerine benimle sohbete başladı. Çok ama çok zengin ve geniş bir kitap-yazar repertuarı olduğunu şaşkınlıkla gördüm.

         Ben kendimi kitap kurdu sanırdım. Meğer yalnız değilmişim.

         E.L.James’in Grinin Elli Tonu kitabına baktı gülümseyerek. Sonra Tarık Buğra’dan  Nietzsche, Sholohov’dan Soner Yalçın’a,Yalçın Küçük’ten Şevket Süreyya’ya kadar yelpazeyi genişleterek göz attı.

Bunca yazarı ve kitaplarını bilmesini öğrendikçe şaşkınlığım biraz daha artıyordu.

         Ve ben kendilerine Jean Paul Roux’ın Pasifikten Akdeniz’e TÜRKLER’İN TARİHİ inceleme kitabını takdim edecek oldum. Kitabı okumuş. Bende de var dedi.Ve kitabın sayfalarını açtığında benim de okuduğumu, bir çok satırın çizildiğini ve altlarına kısa notlar yazdığımı gördü.

         -Akay Hocam siz de öylesiniz diye iltifat etti.

Ve ben teşriflerinin anısına Oktay Sinanoğlu’nun BYE BYE TÜRKÇE kitabını takdim ettim. Kabul buyurdular.

         Oturduk. Tabii ben Vali Bey’in ısrarına rağmen çalışma koltuğuma değil, Vali Bey’in karşısında misafir koltuğuna oturmayı tercih edip, devlet terbiyesi almış olduğumu hem gösterdim. Hem vurguladım.

         Kolonya, çikolata ve çay ikramından sonra doğal olarak sohbet Iğdır’ın sorunlarına geldi.

         Ferdi Turan’ın da öğrencim olduğunu söyledik. Şaşırma sırası O’na geldi. Ferdi de onayladı doğal olarak.

         Mevsim sonu itibari ile çalışmaları durdurduklarını, havaların düzelmesi ile birlikte yoğun bir tempoda geri kalan çalışmalara hız vereceklerini belirtti.

         Bazıları bardağın boş tarafına bakarken ben dolu tarafına bakarım diyerek çalışma şevkini motive etmeye çalıştım.

         Büromu teşriflerinden onur duyup, keyif aldığımı da belirttim.

         Kendilerini iş Merkezinin dış kapısına kadar uğurladım.

 

Benzer Haberler

0 Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir