16/07/2020

15 TEMMUZ DERSLERİ
15 Temmuz Gülen Cemaati Kalkışması yıldönümünde siyasiler arasında “FETÖ’nün siyasi ayağı”, “o gece kim neredeydi?” kabilinden nafile tartışmalar yaşanmaktadır. Nafile oluşu bir yana, kamuoyunu ilgilendiren Siyasal İslam’ın gerçek yüzü karartılmaktadır.
Cumhuriyet’in kuruluşundan bu yana Siyasal İslam’ın ne olup ne olmadığı tartışma konusudur. 15 Temmuz “milat”tır; bu noktada içte ve dışta boy gösteren Siyasal İslam’ın niteliğini netleştirmektedir.
Siyasal İslam yüzyılın başından bu yana özellikle ABD emperyalizminin yedek gücü konumundadır. Irkçı ve dinci örgütlenmeler emperyalizm marifetiyle ulusal devletlerde yıkıcı/bölücü rol üstlenmişlerdir. Gülen Cemaati’nin ABD tarafından arkalandığı; onun darbe ayaklarından birisi olduğu bilinen gerçektir.
15 Temmuz’da kan dökülmüştür. Kalkışmaya direnen yurttaşlardan 200’ü aşkın kurşunlar altında can verirken, karşı taraftan emir kulu mehmetçiklerden de kafası kesilenler olmuştur. Din adına yapılan vahşetin örneklerini Çorum, Kahraman Maraş olaylarında, Menemen’de Kubilay’ın şahsında ya da Taliban’ın kafakesicilerinde tanık olmuştuk. Barış adı onlara yabancıdır.
Siyasal İslam kendi gibi düşünenlerle bile iktidarı paylaşmak istemez. AKP ile FETÖ çatışması uzlaşma kültürüyle ilişkili olmadıklarına örnektir. Onlara göre demokrasi, varacağın yere kendini götüren bir araçtan başka bir şey değildir. İran Komünist Partisi’nin (TUDEH) başına gelenler acı bir deneyim olmuştur.
Bir ayakları öbür dünyaya tutunmaya çalışırken, diğer ayağı ve iki koluyla maddi dünyanın servetlerini kucaklamaya çalışırlar. En büyük tutkuları altın ve yeşil Dolar’dır. Ellerine geçirdikleri ülke kaynaklarını kişisel servet edinme yolunda kullanmaktan çekinmezler. Bu açıdan “milli”likle ilgileri salt bir takiyyedir.
Siyasal İslam hakkında bilinenler tekrar edilmiş oldu. Ancak bu tekrarlara rağmen, döne döne yanılgılara karşın her defasında bu gerçekler unutulur; günlük siyasal çıkarlar uğruna tavizler verilir; yalpalamalar olur. Unutulmamalıdır ki, milyonlarca yurttaşımız Siyasal İslam’ın etkisi altındadır. Bu yurttaşlarımızı onların pençelerinden kurtarmanın yolu, bizim kararlı, ödün vermez duruşumuza bağlıdır.

 

Benzer Haberler

0 Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir